| Yıllardır
tartışılan bir konu tekrar gündemde: Elektrik ihtiyacımızı
uzaydan karşılamak. Eğer bu yöntem gerçekleşirse dünyamızın
kirlenmesi azaltılacak, küresel ısınmaya karşı ciddi bir
önlem alınmış olacak. Projenin tek engeli ise para!
08.06.2007
|
NASA'nın
da içinde olduğu proje kapsamında uzayda elektrik enerjisi
üreterek dünyada kullanmak için proje hazırlandı. Güneş ışınlarından
üretilecek enerji, dünyaya mikroviyole ışınları ile yansıtılarak,
kurulacak istasyonlarda elektriğe dönüştürülecek. Bu sayede
sera gazlarının küresel ısınmaya etkisi de yok edilecek.
Pennsylvania Üniversitesi Mekanik Mühendisliği Bölümünden Prof.
Dr. Noam Lior, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 35 yıl önce
düşünce olarak doğan uzayda güneş ışınlarından elektrik enerjisi
elde etme ve bunu dünyaya ileterek kullanma düşüncesinin projeye
dönüştüğünü söyledi. Projenin hayata geçirilmesinin önündeki
tek engelin para olduğunu ifade eden Lior, kaynak bulunması
halinde 15 yıl içerisinde uzayda üretilecek enerjinin dünyada
elektrik olarak kullanılabileceğini vurguladı.
Lior, başta ABD, Japonya, Fransa, Almanya olmak üzere uzay
araştırması yapma kapasitesine sahip bütün ülkelerin projeyle
ilgilendiğini söyledi.
Dünyanın enerji kaynakları
Dünya nüfusunun 50 yıl
içerisinde ikiye katlanmasının
beklendiğini belirten Lior,
bu nedenle enerji kullanımının
da üç kat artacağını kaydetti.
Enerji tüketiminin son
20 yılda iki kat arttığını
vurgulayan Lior, "Yeryüzündeki enerji kaynakları, tahminen
yüz yıl daha yeter" dedi.
Dünyada enerji üretiminin küresel ısınmaya
etkisi nedeniyle muhalif eylemlerin başladığını
belirten Lior, buna karşın gelişen uzay teknolojileri
ve enerji çevirme sistemlerindeki gelişmelerin,
uzayda enerji üretiminin cazibesini artırdığını söyledi. Lior, "Uzayda
elektrik üretimiyle sera gazlarının atmosfere olumsuz etkisi
yok edilecek. Ayrıca uzayda ısı çok düşük olduğu için güneş
ışığı mümkün olan en etkili şekilde elektriğe çevrilebilir.
Isı çok düşük olduğu için yüzde yüz oranında daha etkili üretim
yapılabilir" diye konuştu.
Uzayda, nükleer enerji de üretilebileceğine işaret eden Lior,
bununla ilgili tehlikelerin henüz tam olarak tespit edilememesi
nedeniyle ülkelerin çekinceleri olduğunu bildirdi. Lior, güneş
ışınlarından yararlanma konusunda ise ülkelerin hem fikir olduğunu
kaydetti.
Uzay boşluğunda veya ayda
Güneş enerjisinden yararlanabilmek için uzaya gönderilecek
istasyonların uzay boşluğuna bırakılabileceğini ya da aya yerleştirilebileceğini
belirten Prof. Dr. Noam Lior, şöyle devam etti:
"NASA, en uygun yerin ekvatorun 35.785 kilometre üzerindeki
yörünge olduğunu açıkladı. Oradan geniş kitlelere enerji transferinin
daha uygun olacağını söyledi. Bir diğer seçenek olarak kutup
yörüngeleri araştırılıyor. Ay da diğer önemli bir alternatif.
Oradan çıkarılabilecek madenlerle istasyonun inşası çok daha
ucuz ve kolayca yapılabilir.
Dünyadan ayın sürekli aynı yüzünün görülmesi ve ayda bulunan
demir magnezyum gibi madenler ve az da olsa bulunan oksijen
ve diğer gazlar, hem istasyonun yapılmasına hem de üretim için
gerekli olan yakıtın bulunmasına uygun bir ortam sağlıyor.
İstasyonun yapımında robot teknolojisiyle, insan kullanımı
asgari seviyeye indirilebilir. Ayın kullanımı halinde tahmin
edilen giderler yüzde 30 oranında azalır. Ayda üretilen enerji,
mikroviyole ışınları ile uzaya yerleştirilecek yansıtıcılarla
dünyanın her köşesine ulaştırılabilir.
Ayda, güneş ışınlarından elde edilecek enerji,
yeryüzünde üretilen her türlü enerjiden daha
etkili olacaktır. Ay toprağı aynı zamanda
izotop barındırdığı için enerji istasyonlarında
yakıt olarak da kullanılabilir. 20 tonluk
izotop ile ABD?ye bir yıl yetecek elektrik
üretilebilir."
Uzayda üretilen enerjinin mikroviyole ışınlarıyla
transferinin prensip olarak onaylandığını
kaydeden Lior, "Bu naklin yapılabilmesi
için, ışınların diğer bütün dalga boylarından 1 ghz fazla olması
gerekir. Ve kullanılacak bandın halen kullanılmakta olan kablosuz
iletişim frekanslarına etki etmemesi gerekir" diye konuştu.
Prof. Dr. Lior, enerji transferine alternatif yöntemin de lazer
ışınları olduğunu vurguladı.
Dünyadan malzeme nakli
Uzayda enerji üretim tesisi kurmak için dünyadan malzeme gönderilmesi
gerektiğine dikkat çeken Lior, şu anki roketlerle bunun mümkün
olmadığını söyledi. Lior, kullanılabilir uzay taşıtı yapılmasının
projenin en önemli ayağı olduğunu belirterek, NASA'nın bu konudaki
çalışmalarını sürdürdüğünü kaydetti.
Prof. Dr. Lior, sistemin insanoğluna aslında yabancı olmadığını
da belirterek, şöyle konuştu:
"Biz şu anda zaten cep telefonları, uydu yayınları ile transfer
uygulaması kullanıyoruz. Şu ana kadar bu proje denenmedi ama
parça parça denendi de diyebiliriz. Örneğin mikroviyole transferi
denendi. Bununla birlikte zaten neredeyse bütün uydular kendi
kullanımları için elektrik enerjisi üretiyorlar ve yeryüzüne
de sinyal gönderiyorlar" diye konuştu.
Prof. Dr. Lior, enerji üretimlerinin küresel ısınmaya etkisini
yok etmek için tüm ülkelerin uzayda üretilecek elektrik enerjisini
kullanmaları gerektiğini söyledi.
Sistemin avantajları
Dünya yüzeyinin sınırlı olduğunu belirten Lior, buna karşın
uzayın hem sınırsız, hem de kullanım sonucunda herhangi bir
çevresel sorun yaratmayacak olmasının en büyük avantaj olduğunu
vurguladı. Uzayın güneşten enerji üretmek için en uygun yer
olduğunu ifade eden Lior, ayrıca nükleer yöntemlerle enerji
üretmek için de uzayın son derece büyük avantajları olduğunu
ifade etti.
Uzayda yer çekiminin olmamasının enerji üretim üslerinin ucuz
ve sağlıklı olmasını sağlayacağını dile getiren Lior, deprem
riskinin de sıfır olduğuna dikkati çekti.
Prof. Dr. Lior, oksitlenme, yağış ve diğer dışsal faktörlerin
olmaması sebebiyle uzaydaki tesislerin dünyadakilere oranla
daha uzun dayanacağını, ayrıca enerjinin dünyadaki kullanım
yerlerine dağıtımının daha kolay ve kayıpsız olacağını kaydetti.
Dezavantajları
En büyük dezavantajın, uzaya bu şekilde bir tesisin kurulması
ve işletilmesinin maliyeti olduğunu belirten Lior, uzayda güvenliğin
sağlanmasıyla ilgili zorluklar yaşanabileceğini söyledi.
Lior, "Uzayın bölüşümü ve dağıtımının uluslararası alanda
getireceği zorlukların yanında meteorların verebileceği zararlar
hesaplanıyor" dedi.
Uzayda enerji istasyonu kurulmasının önündeki bir diğer dezavantajın
güvenlik olduğuna dikkati çeken Lior, sözlerini şöyle tamamladı:
"Önümüzdeki yıllarda teknolojinin ilerlemesi ile terör ve savaşlar
boyut değiştirebilir. Bu da yatırımı düşünen ülkelerin kaygılarını
artırıyor. Aynı zamanda uluslararası anlaşmalarla uzayın ve
üretilen enerjinin dağıtımı ve kullanımının düzenlenmesi gerekir.
Ülkelerin tekel olmalarının önüne geçilmesi gerekir ki bu sistem
teröre sebebiyet vermesin."
|
|